Hakkımda

İsmim Ebru.

İstanbulluyum.

Vapura binerim, çok çay içer,  renklerden laciverti tek geçerim.

Çok uluslu bir petrol şirketinde çalışıyorum. Uzun yıllar oldu.

Severek çalışıyorum. Kurumsal hayatı seviyorum.

Burası benim için ekmek teknesi. Yanı sıra önemli bir gözlem alanı.

Keşfetmek, merak etmek, denemek, tatmak, benimle örneklenebilecek şeyler. 

Size komik gelebilir ama kafamın 40 yaşından sonra daha iyi çalıştığını düşünüyorum.

Pek çoklarının aksine, yıllar bana iyi geldi. Yaş almayı seviyorum.

Şiddetsiz İletişim, Mindfulness, Aile Dizimi, Eril-Dişil Prensipler, Ölüm ve Yas Bilgeliği üzerine çalışıyorum. Yıllardır bu konular üzerine eğitimler alıyor, okuyor, yazıyor,  tefekkür ediyor ve sürekli öğreniyorum. 

Aile Diziminin kalbimde bambaşka bir yeri vardır.  Nesillerarası iz sürmeyi, aile ve klan hikayeleri dinlemeyi, buradaki örüntüleri anlayabilmeyi ve anlamlandırmayı heyecan verici buluyorum. 

Tekrar-ı Ahsen demiş eskiler. 

Hele ki konu  Matrix ise... 

Matrix çözümlemeleri  ise bir başka tutkum.  Bu film serisinin  analiz ve çözümleme oturumlarında bulunmak benim için çok kıymetli.

Simülasyonun dayanılmaz cazibesine kapılmamak için...

Tasavvuf öğrencisiyim. Tasavvuf benim için  kırmama ve kırılmamayı öğrenme sanatı. Putlarımı kırma sanatı...

Yaşam boyu öğrencisiyim. 

40 yaşından sonra piyano çalmaya başladım. Burası kendime meydan okuduğum bir alan. Gelecek hedeflerim arasında, emekli olup günde 5 saat piyano çalmak var.  Bir de dünyayı dolaşmak niyetindeyim. 

Koçluklarımda,  hikaye anlatımlarının gücüne çok inanıyorum. 

Sınırları aşmak konusuna belirleyici bir vurgu yapıyorum. Transaksiyonel Analiz ile çalışmayı seviyorum.

Hazır olana cesur sorularım var.